Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar Sergisi Meşher’de
İstanbul, yüzyıllar boyunca birçok kültürün, sanatçının ve gezginin ilham kaynağı olmuştur; bu büyüleyici şehrin görsel zenginliğini ve tarihini ortaya koyan “Göz Alabildiğine İstanbul: Beş Asırdan Manzaralar” sergisi, Ömer Koç Koleksiyonu’nda yer alan nadide eserlerle sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Küratörlüğünü Şeyda Çetin ve Ebru Esra Satıcı’nın üstlendiği, İstanbul’un Osmanlı payitahtı olduğu 15. yüzyıldan 20. yüzyılın ilk çeyreğine kadar uzanan bir zaman dilimini kapsayan sergi, 24 Eylül’e kadar Meşher’de sanatseverlerle buluşuyor.
Sergideki Eserler
Sergide, şehrin zengin görsel kaydı niteliğindeki 100’ün üzerinde eser yer alıyor. Bu eserler arasında geniş açılı İstanbul manzaralarını gösteren tablolar, gravürler, nadir kitaplar, albümler, panoramik fotoğraflar ve Yadigâr-ı İstanbul objeleri bulunuyor. Sergilenen eserlerin üreticileri de büyük çeşitlilik gösteriyor; gemi kaptanları, seyyahlar, askerler, elçiler, yazarlar, ressamlar, fotoğrafçılar, mimarlar ve şehir plancıları gibi çeşitli mesleklerden kişiler bu eserlerde bazen politik veya askeri bazen de estetik amaçlarla farklı teknikler kullanmış.
Batılıların Gözünden İstanbul
- İngiliz ressam Henry Aston Barker’ın 1800 yılında Galata Kulesi’nin tepesinden çizdiği eskizlere dayanarak oluşturduğu İstanbul panoraması.
- Elçilik sekreteri olarak İstanbul’da bulunan Philipp Franz von Gudenus’un 1741’de İsveç Elçiliği’nin çatısından yaptığı çizime ait gravür.
- Joseph Schranz’ın Karadeniz’den Marmara Denizi’ne boğaz panoraması.
- Bilinen en eski 360 derecelik panoramik İstanbul fotoğraflarını çeken James Robertson’ın Bayezid Kulesi’nden çektiği Mayıs 1854 tarihli fotoğrafın sanatçının imzasını taşıyan ithaflı albümü.
- Sergideki en eski eser, Hartmann Schedel’e ait Liber chronicarum (1493) iken, en yakın tarihli eserlerden biri Alexandre V. Pankoff’un özgün tasarım ve resimlerini içeren albümü (1922-1924).
Sergi, İstanbul’a güzelleme yapmanın ötesine geçerek, anlatının çeşitliliğini ve tasvirlerin farklılığını incelemeye davet ediyor. Yapıldıkları dönemin diplomatik ilişkilerine, şehrin geçirdiği dönüşümlere, çok kültürlü yapısına ve sosyal yaşamına ait izler bulunduran görüntülere yazılı kaynaklardan alıntılar eşlik ediyor. Bu alıntılar, Batılı eser sahiplerinin bakış açısıyla 19. yüzyıl ve erken 20. yüzyıl Osmanlı/Türk edebiyatından sanatsal üretimler arasında bir diyalog imkânı yaratıyor.
İstanbul’un Panoramik Güzelliği
“Göz Alabildiğine İstanbul” sergisinde, şehri bir uçtan bir uca izleme imkânı veren panoramik eserler birbirinden ilginç detaylar da barındırıyor; yerel kıyafetler içinde esnaf, öküz arabasında giden kadınlar, şapkalarıyla ayırt edilen insanlar, çocuklar ve şehrin dört ayaklıları, İstanbul’un siluetini tamamlayan unsurlar olarak öne çıkıyor. Sergi, bu çok katmanlı ve çok renkli şehrin tarihine ışık tutarken, ziyaretçilerini İstanbul’un geçmişinde unutulmaz bir yolculuğa çıkarıyor.
Yorumlarınız