“Baharın NFT Hâli” Sergisinin Küratörü Yeşer Sarıyıldız ile Soru-Cevap
Baharın NFT Hâli sergisinin küratörü Yeşer Sarıyıldız‘a sergiyi, NFT kavramını, bu kavramın sanat dünyasındaki yerini ve geleceğini sorduk. Baharın NFT Hâli sergisini, 5 Nisan’a kadar Ortaköy’de yer alan Feriye’de ziyaret edebilirsiniz.
Bir NFT sergisi gerçekleştirmeye nasıl karar verdin?
Bir süredir NFT’yi sıkça duymaya başlamıştık; ancak ne olduğu tam anlaşılamıyordu. Hatta NFT hakkında çıkan haberler, büyük çoğunlukla yüksek değerlere satılan eserler üzerinden olduğu için, insanlar NFT’yi kolay para kazanma yöntemi sanmaya ve dijital sanatı basite indirmeye başlamışlardı. Oysaki, dijital sanat ve dijital sanatçılar uzun zamandır var ve sonunda hak ettikleri değeri görmeye başladılar. Tam da bu yüzden insanlara NFT’nin ne olduğunu göstermek ve dijital sanatı tanıtabilmek istedim.
Sergi başlığı olan Baharın NFT Hâli neyi anlatıyor? Sergide 20 sanatçının farklı disiplinlerdeki NFT eserlerini görüyoruz. Sanatçılar, eserleri ve disiplinlerin bir araya gelme hikâyesini senden dinleyebilir miyiz?
Tüm dünyada gündem pek de parlak değil. Pandemi bitiyor, hatta bitmiyor; savaş başlıyor, ekonomi malum. İyi olmaya, bir şeylerin iyi gelmesine ihtiyacımız var. Bahar umuttur, neşedir, insanın durduk yere iyi hissetmesidir. O yüzden hep birlikte içinde bulunduğumuz bu süreçteyken; sanatla iyileşebileceğimize, en azından sanatın bize iyi geleceğine inanıyorum. “Bahar” temasını da bu nedenle seçtik ve farklı disiplinlerdeki 20 sanatçı bize kendi diliyle baharı yorumladı. Dijital sanatın farklı prensiplerine yer vermenin önemi kadar, başka bakış açılarının bir arada oluşu da önemliydi. Mesela çizerlerden bir tanesi, baharı kışı bozan bir şey olarak yorumladı, bir başkası iklim krizine dikkat çekti, bir diğeri tamamen soyut ve içinde kaybolacağımız bir baharın içine doğru yolculuk kurguladı.
NFT yapısı ve kavramı açısından tamamen dijital dünyaya ait bir varlık. Fiziksel bir mekânda sergileme fikri nasıl ortaya çıktı ve nedenini nasıl açıklarsın?
Fiziksel bir alanda olsa da, aslında eserler dijital ekranlarda sergileniyor. Bence fiziksel mekanda sergilenmesinden de farklı kılan, sergiyi galeri bölümüne değil de, yaşam alanına kurmuş olmamız. Ekranlarda sanatçıların değişen eserleri mevcut, bazı eserler uzun videolardan oluşuyor. Bir serginin ortasında kahvenizi içebiliyor ya da laptop’ınızı alıp çalışabiliyorsunuz. Feriye’nin bir tarafı zaten Boğaz’a bakıyor, diğer kısımlarını da sanatla doldurduk. Bu fikrin kredisini de tamamen üstüme almam doğru olmaz; çünkü hem Feriye hem de Culture Vulture ekibinin vizyonerliği sayesinde deneyip çok iyi sonuç aldığımız bir yöntem oldu.
Sergiye ilgi nasıl? Nasıl tepkiler alıyorsun?
Sergiye ilgi o kadar çok ve güzel ki, bitiş tarihini uzattık! 30 Mart’ta bitmesi planlanıyordu, şimdi 5 Nisan’a kadar ziyaret edilebilir durumda. Bir taraftan daha önce NFT ile yakından tanışmamış ve hiç tanımadığım insanların attığı “Sonunda NFT’nin ne olduğunu anladım” tarzı mesajlar inanılmaz mutlu ediyor. Öbür taraftan, NFT dünyasına ve dijital sanata yakından hakim koleksiyonerlerin ya da sanatçıların da başarılı bulması ve güzel yorumları beni havalara uçuruyor. Gerçi bu kısmını biraz tahmin ediyordum, sanatçıların her birine ayrı ayrı hayranım zira. Bir de sergide yer almayan, NFT dünyasına adım atan bağımsız sanatçılardan “Bir sonraki sergi ne zaman, katılabilir miyim” şeklinde mesajlar alıyorum. Bu da beni bir hayli mutlu ediyor. Başka neler yapabiliriz diye düşünmeye ve araştırmaya çoktan başladım bile.
Sence kripto sanat, geleneksel sanatı nasıl etkiler? Zamanla dijital olmayan sanat eserlerine ilginin azalacağını düşünüyor musun?
Sanat bir arayış ve akabinde bir yaratım süreci. Dolayısıyla herhangi bir sanat dalının, bir diğerini öldüreceğini pek düşünmüyorum. Öte yandan, dijitale doğru yönelim de kaçınılmaz bir gerçek. Bu nedenle, geleneksel sanatçıların da işlerini dijitale taşıma ya da dijitale entegre etme konularına daha fazla kafa yoracaklarını öngörebiliriz diyebilirim.
Yorumlarınız